19 Nisan 2015 Pazar

ARABALAR
















ARABALAR

Arkadaşlar bugün size mutfakla ilgili bir şey yazmak istemiyorum. Kaç gündür içimden gelmiyor. Ruh halimle ilgili bir şey herhalde. Sağlığımda iyi değil bugünlerde. 16 'ya 11 
tansiyonla acildeydim biraz önce. Epey bir uğraştılar düşürmek için ve nihayet 14 'e 7 tansiyonla eve döndük geldik.

Neyse bunlar artık belli bir yaştan sonra başımıza gelecek. Yavaş yavaş motor teklemeye başlıyor artık. Bugün sizinle çocukluktan beri süren aşkımı, araba sevdamı paylaşmak istiyorum.

Ben dar gelirli bir ailenin çocuğu olarak dünyaya geldim. Benim yaşadığım mahallede herkesin arabası yoktu. Zaten sadece zenginlerde vardı araba veya bir kaç taksicide. O zaman bu kadar çok araba da yoktu. Çocukluğum hep yollarda oyun oynamakla geçti benim. Kız arkadaşlarımı aileleri yolda oynamaya izin vermezlerdi, bende oğlanlarla oyun oynardım. Gün batmadan eve girmezdik. Telden arabalarımız vardı bizim. Babamın başına geçerdim, çeşit çeşit tel araba yapardık beraber. Tahta dolaklardan tekerlekleri vardı, direksiyonu vardı. Toz toprak içinde, yara bere içinde arabalarımızı sürerdik. Eee ben kimin torunuyum. Arabacı Mehmet 'in torunuyum ben, elbette araba süreceğim, bebek mi oynayacağım.

Zaman içinde arabalar çoğalmaya başladı. Biz alamadık. Tek maaş ve bir yandan yeni evin inşaatı. Çocuk aklı işte, ben yine babamın başına geçtim. Babam olmaz dedikçe, ben olur derdim. Bu sefer ki projem, tahtadan bir araba yapmaktı. Telden yapmıştık, tahtadan neden olmasın dı. Tahtadan gövdesini yapacaktık. Tekerlekleri olacaktı, kapısı olacaktı, camları olacaktı, kornası bile olacaktı. Ne ile yürüyecek kızım bu araba dedi babam. dedemin atlarını bağlayacağız onlar götürecek dedim. Daha altı bilemediniz yedi yaşındaydım.

Yani anlayacağınız benim araba aşkım, eskilere dayanır. İlk ve ezeli aşkımdır benim. Belki de hiç kavuşamadığım için, büyük bir aşk. Hep hayallerini kurduğum, düşlerini gördüğüm. Düşlerimde sık sık hep araba kullanırım, hep yol boyunca deniz vardır. Bazen yanımdan bir bayan araba ile geçse onu kıskanırım, içimde bir şey cız eder. Alamaz mıydım, alabilirdim. Ama hep bir engel çıktı. Belki olmaması benim hayrımadır, bilmiyorum. İnsan şansını fazla zorlamaması gerekiyor diye düşünüyorum.

Ama benim bir sürü arabam var. Yukarıda gördüğünüz arabalar koleksiyonumun bir parçası. Çocukların ellemesi ve oynaması yasak. Onlar benim içimdeki büyümeyen çocuğun oyuncakları. Koleksiyonuma her yeni parça aldığımda yüreğim pır pır ediyor inanın. Ben içimdeki küçük çocuğu öldürmek istemiyorum. Biliyorum ki o çocuk ölürse, ben de ölürüm.

Ne demiş Mevlana:
Üzülme!
İstediğin bir şey olmuyorsa,
Ya daha iyisi olacağı içindir.
Ya da gerçekten olmaması gerektiği içindir.
  


































0 yorum:

Yorum Gönder